Skip to main content

Antik Çağdan Gelen Bir Adrenalin Tutkusu; SPOR

İnsanın canlı bir varlık olması ve hayatını devam ettirebilmesi adına vücudunun hareket kabiliyetini sürekli artırması gerekmektedir. Doğası gereği harekete yönelim içerisinde olan insan zaman içerisinde bu kabiliyeti geliştirerek içinde bulunduğu ortama uyum sağlamıştır.

Latince “disport” sözcüğünden türeyen spor kelimesinin geçmişi, insanlık tarihi ile paralellik gösterir. Yapılan araştırmalar neticesinde temel vücut hareketleriyle ilgili ilk fiziksel faaliyetlere, bütün medeniyetlerin beşiği olarak kabul edilen Mezopotamya ve Anadolu’nun belli başlı coğrafi bölgelerinde rastlamak mümkündür. M.Ö 5000 senelerinde Asur, Babil, Hitit ve Sümer gibi uygarlıklarda spor ve kondisyona dayalı faaliyetler bütününün ortaya çıkmasındaki en büyük etkenler; dönemin zorlu çevre şartları, avlanma ihtiyacı ve savaşlardır. Aynı şekilde Antik Çağ’da (M.Ö 3000-500) spor kavramı, savaşlarda daha başarılı olabilmek adına ortaya çıkmıştır. Bu sebeple insanlar hayatta kalabilmek ve bulundukları bölgede güven içerisinde yaşayabilmek adına bazı fiziksel hareketler geliştirmişlerdir. Yaşamları için önem arz eden bu temel hareketler zaman içerisinde uygarlıklar için en büyük sosyalleşme aracı olmuştur. Böylece iletişim de farklı bir boyut kazanıp gelişmiştir. Olimpiyat oyunlarının temeli atılmış ve ilk kez M.Ö 776’da Yunanlılar tarafından başlatılarak kısa süre içerisinde Peloponnesos Yarımadası’nda bulunan Olympia kenti olimpiyatlar için bir merkez haline gelmiştir.

14. yüzyılda Avrupa’da başlayan Rönesans ile insanı temel alan yaklaşımlar, spor ve beden eğitimi etkinliklerinde birçok yeniliği de beraberinde getirmiştir.

Orta Çağ’da yaşanan savaş ve yıkımlar insanlar üzerinde birçok olumsuz etki yaratmıştır. Yapılan araştırmalar bu sorunların büyük bir bölümünün psikolojik kaynaklı olduğunu göstermektedir. Mental sorunların kişileri fiziksel olarak da olumsuz etkilemesine bağlı olarak ruh ve bedenin dengeli bir şekilde geliştirilip sağlıklı kalınması ve bu kapsamda vücudun eğitilmesi Avrupa’daki toplumlarda kabul görmüştür ve 1400-1500 yılları arasında beden eğitimi dersi okul müfredatlarında yerini almıştır. 

Özellikle geçtiğimiz yüzyıldan itibaren insanlığın yaşadığı sosyolojik ve teknolojik gelişim, spor branşını da etkilemiştir. Günümüzde artık bir bilim dalı olarak kabul edilen spor; antrenman programlarından, alınan gıda ve gıda takviyelerine, kullanılan ekipman ve malzemelerden, yapılan spor branşının içeriğine kadar çok yönlü incelenmektedir. 

Bununla beraber hayatın vazgeçilmez bir parçası olan teknoloji ve beraberinde getirdiği teknolojik ürünler, yenilikler, insanların her türlü bilgiye saniyeler içerisinde ulaşmalarını mümkün kılmaktadır. Sporun fiziksel görselliğe dayanmasından ötürü sosyal medya mecralarında yer alan fotoğraf ve videolar; özellikle profesyonel sporcuların yaşamları üzerine olup izleyiciler tarafından da çok fazla ilgi görmektedir.

Sporla Açılan Adrenalin Kapısı:

Bilimsel araştırmalara göre spor yaparken oluşan fiziksel zorlama vücutta birçok kimyasal tepkimeye sebep olmaktadır. Kondisyona bağlı zorlama sonucu adrenalin seviyemiz artar. Adrenalin artışı ile enerji seviyemiz yükselir ve bizim için daha verimli bir antrenman imkânı doğar.  Spor esnasında vücuttaki oksijen seviyesinin artmasından ötürü kalp daha fazla kan pompalar ve bu da dolaşım sisteminin daha düzenli çalışmasını mümkün kılar.  Bununla birlikte endorfin, seratonin gibi mutlu ve enerjik olmamızı sağlayan hormonlarda da artış olur. Bu hormonlardaki artış, insanların kendilerini iyi hissetmesine ve depresyondan uzak bir yaşam sürmelerine olanak sağlar. Görüldüğü üzere bilinçli yapılan sporun ve egzersizlerin hem fiziksel hem de ruhsal açıdan birçok faydası bulunmaktadır. 

Bunların yanı sıra bir uzmana danışmadan, kişiye uygun antrenman programı hazırlanmadan ve de bilinçsizce kullanılan takviye ürünler kişilerin hem bedensel hem de zihinsel açıdan olumsuz etkilenmelerine sebep olmaktadır. Bu işi profesyonel yapanları örnek almakla, onların antrenmanlarını, beslenme düzenlerini ve de yaşamlarını kendimize entegre etmek arasında büyük fark vardır. 

Amaç, spor yaparken vücudumuzu korumak, eğlenmek ve yaşam kalitemizi artırmak olmalıdır.  

Herkese sağlıklı ve de bol sporlu günler…  

 

Hasan Girgin - Kurumsal İletişim Uzmanı